121 ülkede yapılan araştırma, çalışma hayatı için skandal denebilecek sonuçlar ortaya çıkardı. Çalışanlar için taciz ve şiddet ürkütücü boyutlarda.
Her 5 Çalışandan Biri…
Uluslararası Çalışma Örgütü (ILO), Lloyd Sicili Vakfı (Lloyd’s Register Foundation, LRF) ve Gallup tarafından yapılan ve türünün ilk örneği olan yeni bir ortak analiz geçen yıl yayınlanmıştı. ILO-LRF-Gallup çalışması, Lloyd Sicili Vakfı Dünya Risk Anketi’nin bir parçası olarak, 121 ülke ve toprakta 15 yaş ve üzeri yaklaşık 75.000 çalışan ile 2021 yılında yapılan mülakatlara dayanıyor.
ilo.org sitesinde 5 Aralık 2022 tarihinde yayınlanan analize göre, çalışan her beş kişiden birden fazlası (yaklaşık %23) çalışma yaşamında fiziksel, psikolojik veya cinsel şiddet ve tacize uğruyor. Bir erkeğin elinde can veren kadın örneklerinin hiç de az olmadığı ülkemde “Evinde şiddet gören kadın çalışanınız için ne yapıyorsunuz” sorusunun cevabı önemli. Ancak rapordan erkeklerin de bu durumdan muzdarip olduğunu öğreniyoruz. Rapordan aşağıdaki bilgileri öğreniyoruz:
Ölçülmesi Zor
Çalışma yaşamında şiddet ve tacizin ölçülmesi zordur. Raporun bulgularına göre, mağdurların yalnız yarısı bu deneyimlerini, genellikle de şiddet ve tacizin birden çok biçimini yaşadıktan sonra, başka birilerine anlatıyor. Açığa vurmama veya başkalarına anlatmamanın en yaygın nedenleri “zaman kaybı” ve “itibar kaybı kaygısı” olarak veriliyor. Kadınların deneyimlerini paylaşma oranı erkeklere göre daha yüksek (kadınlarda %60,7, erkeklerde %50,1).
Dünya genelinde çalışan kadınlar ve erkeklerin %17,9’u psikolojik şiddet ve tacize, %8,5’i fiziksel şiddet ve tacize uğradığını bildiriyor; ayrıca erkeklerde fiziksel şiddet ve tacize uğrama oranı kadınlardan daha yüksek. Anketi cevaplayanların %6,3’ü ise, kadınlar daha büyük oranda olmak üzere, cinsel şiddet ve tacize uğradığını bildiriyor.
Şiddet ve tacizin farklı türlerine uğraması en muhtemel gruplar ise gençler, göçmen işçiler, ücretli çalışan kadın ve erkekleri kapsıyor. Genç kadınların cinsel şiddet ve tacize uğrama olasılığı genç erkeklere göre iki kat; göçmen kadınların, cinsel şiddet ve tacizi bildirme olasılığı ise göçmen olmayanlardan iki kat daha yüksek.
Önerilen Önlemler:
İş dünyası bu konuya sessiz kalmamalı. Geçtiğimiz yıllarda Türkiye’nin önde gelen 16 şirketi aile içi şiddet olaylarına karşı “İş Dünyası Aile İçi Şiddete Karşı” projesini başlatmıştı. Kurumlar çalışan kadına şiddete karşı tek yumruk olmuştu. Raporda özetle aşağıdaki önlemler öneriliyor:
- Çalışma yaşamında şiddet ve taciz hakkında ulusal, bölgesel ve küresel düzeyde sağlam verileri düzenli olarak toplamak.
- İş teftişi sistemleri, iş sağlığı ve güvenliği politikaları ve programları dahil olmak üzere, mekanizmaları yaygınlaştırmak ve güncelleştirmek.
- Çalışma yaşamında şiddet ve taciz ve farklı biçimleri hakkında farkındalığı artırmak.
- İnsanların adalete güvenini güçlendirmek, mağdurları desteklenmesini güvence altına almak üzere, her düzeydeki kurumların kapasitelerini artırmak.