Pandemi sonrası Amerikalı genç çalışanlar daha çok izne çıkıyor ve hastalık izni alırken daha az çekiniyor.
Değişen Çalışma Şekli
Pandemiyle birlikte bütün ezberlerimiz bozuldu, çalışma şekillerimiz evrildi. Her ne kadar Elon Musk uzaktan çalışma için “saçmalık” yorumu yapsa da o ve onun gibi düşünenler azınlıkta. Hem globalde hem ülkemizde pek çok firma uzaktan veya hibrit çalışma şekline geçti. Biliyoruz ki hibrit çalışma ile yıpranma azaldı.
Artık çalışanın refahı ve konforu eskiye göre kıyaslanmayacak düzeyde önemli. Kurumlar welbeing (esenlik) uygulamalarını rutinlerine almaya başladı. Her ne kadar çalışan refahı için çaba sarf edilse de “büyük istifa dalgası”, “sessiz istifa” gibi kavramlar da çalışma hayatının bir gerçeği oldu. Biliyoruz ki Türkiye’de de dört gençten biri ‘sessiz istifa’ sürecinde.
Şimdi de karşımızda ABD’li genç çalışanların daha çok izne ihtiyaç duyduğu gerçeği var. Artık biliyoruz ki dünyanın herhangi bir yerindeki olay, akım, fikir dalga dalga yayılıp dünyanın farklı yerlerinde yerinde kendini gösterebiliyor. Yönetsel uygulamalara yön verebilmek, geleceği ön görebilmek için mevcutta neler olduğunu bilmek önemli. O halde gelin bu duruma 28.10.2023 tarihli gazeteoksijen.com sitesinin haberiyle özetle bakalım.
Daha Çok İzin
Öncesinde ABD'li işçiler uzun süredir hastalık izni alma konusundaki isteksizliği bir onur meselesi olarak görüyorlardı. Fakat Wall Street Journal’ın haberine göre, çalışanların bu konudaki tutumu genç kuşakta farklılık gösteriyor. Zira, çalışanların maaş bordrosu verileri, Amerikalıların yıllık olarak geçirdiği hastalık günlerinin sayısının pandemiden bu yana arttığını gösteriyor. Buna, Covid-19 ve RSV virüsü gibi günlerce işten uzak kalmayı gerektirebilecek hastalıklardaki artış neden oluyor. İdareciler ve insan kaynakları yöneticileri de bu sıçramayı birçok Amerikalının işleriyle olan ilişkilerinde daha büyük bir değişime bağlıyor.
Artık Ruhsal Problemler de Hastalık İzni
Giderek daha fazla çalışan, ruh sağlığı gibi nedenlerle hastalık iznini sıklıkla kullanıyor. Yöneticiler ve işe alım yetkilileri, zayıf ya da güvenilmez görünme korkusuyla hastalık iznini almaktan nefret eden yaşlı çalışanların aksine, genç çalışanların işte sunulan avantajlardan tam anlamıyla yararlanma hakkını kendilerinde gördüklerini söyledi. Bu güven ise rekor düzeyde düşük işsizlik oranı devam ettikçe iyice arttı.
Pandemi Sonrası Artış
Bordro ve yan haklar yazılım şirketi Gusto'nun verilerine göre, şu ana kadar ücretli izne erişimi olan beyaz yakalı çalışanların hastalık izni alan oranı 2019'da yüzde 21 iken bu yıl yüzde 30'a yükseldi. En sık 25 ila 34 yaş arası çalışanlar hastalık izni alıyor ve bu grubun bu izin kullanım oranı pandemi öncesine göre yüzde 45 arttı.
İşe Gelmemek İşveren İçin Ekstra Maliyet
Ancak Stellantis gibi bazı işverenler, bu tür işe gelmemelerin maliyetleri artırdığından şikayet etmekte. Detroitli otomobil üreticisi, United Auto Workers ile sözleşme görüşmeleri devam ederken konuyu defalarca gündeme getirerek sebebini bildirmeksizin işe gelmeyenler nedeniyle 2022'de saatlik işçi süresinin yüzde 10,9'unu kaybettiğini söyledi.
Genç Kuşakların Talebi Daha Fazla
Yaklaşık 5 bin ABD'li çalışanı bulunan küresel ticari ödemeler şirketi Fleetcor'un insan kaynakları sorumlusu Crystal Williams, önceki dönemlerde daha genç çalışanların yaşlı meslektaşlarını örnek olarak takip ettiğini ve kendilerini kırgın, hasta hissettiklerinde bile işe geldiklerini söyledi. Pandemi öncesinde 20'li ve 30'lu yaşlarındaki Fleetcor çalışanlarının yılda bir veya iki gün hastalık izni aldığını söylüyor. Şimdi ise bu süre daha çok üç ile beş arasında gibi.
İşe gelmedikleri zaman açığı kapatmak için bazen personel eklemenin ekstra maliyetli olması hakkında Williams, "Muhasebe ekibi bu izni vermemden memnun değil çünkü bu şirket için ayrı bir yük demek" diye ekledi.
Sık İş Değiştirmek İzin Almayı Kolaylaştırıyor
Emlak şirketi LivingNY'de muhasebe şefi olarak yaklaşık 20 çalışandan oluşan bir ekibe liderlik eden Donna Ruscingno, sık sık iş değiştirmenin, çalışanların hasta olduklarını bildirme ve iş arkadaşlarını kendi boşluklarını doldurma konusunda daha az suçlu hissetmelerini sağladığı fikrinde. Ruscingno, "İş arkadaşlarınızla arkadaşlık kuracak kadar uzun süre kalmazsanız, izne çıkmaya daha yatkın olursunuz" diyerek özellikle genç çalışanların tüm hastalık izni günlerini harcadıklarını ekliyor. Bu sebeple Ruscingno, aynı iş ahlakının devam ettiğini düşünmüyor. Uzaktan çalışma, çalışanların kötü hava koşullarında internetten çalışmalarını kolaylaştırmış olsa da hastalık iznine daha çok başvuruluyor.
İşçi, Hasta Olduğu Halde Çalışmalı mı?
Culture Amp'in küresel direktörü Kenneth Matos, "Zoom aracılığıyla hastalığımı bulaştırmaktan kaçınabilsem de burnumu çekiyor veya öksürüyor olabilirim" dedi. Matos, çalışanların önceden izinli oldukları haldee-posta göndermeye ve toplantılara katılmaya devam etmesi durumunda şirketlerin bundan faydalanabileceğini ifade etti. Öte yandan, bu şekilde çalışanlar ihtiyaç duydukları dinlenmeyi kaçırıyor ve kötü bir halde çalışırken daha az verimli oluyorlar. Matos, “Bu durum, sanal işte çalışanın hasta olduğu halde çalışmaya devam etmesi” dedi.
Hastalık İzninin Kapsamı Genişledi
İşverenlerin izin taleplerinin büyük bir yöneticisi olan Sedgwick'te çalışan David Setzkorn, hastalık izinlerinin artık çocukların ve ailelerin ihtiyaçlarını da karşıladığını açıkladı. Geçtiğimiz on yılda pek çok eyalet, işverenlerin aile üyelerine de hastalık izni vermesini zorunlu kılan yasalar çıkardı ve şu anda ücretli izin veren özel şirketlerin yüzde 80'inden fazlasının bunu yaptığı tahmin ediliyor. On yıl öncesine göre daha fazla şirket sınırsız hastalık izni sağlıyor, dolayısıyla daha az sayıda çalışan izin günlerinden kısmak zorunda hissediyor.
İzin Veren İşveren, Çalışanlar İçin Teşvik
Yakın zamana kadar birkaç Starbucks şubesini yöneten Kerri Dye, hâlâ sıkı olan işgücü piyasasının, çalışanların hasta olduğunu bildirdiğinde şirketlerin mızmızlanamayacağı anlamına geldiğini söyledi. Dye, çalışanlarını izin günlerini yoğun seyahatli bir tatilden sonra dinlenmek gibi daha az geleneksel nedenlerle kullanmaya teşvik etmeye önem verdiğini ifade etti. Çünkü kendisi, "Ekibinize önem verdiğinizi gösterdiğinizde, ekibinizden büyük bir sadakat ve destek alıyorsunuz" dedi.
Bir danışmanlık firması olan Mercer'in sağlık ve sosyal yardım uygulamalarının kıdemli ortağı Rich Fuerstenberg, giderek daha fazla işverenin hastalık izni günlerini, çalışanların beklenmedik durumlarla (ebeveyn sağlığı sorunları, okulların kapanması veya sıradan bir çalışanın soğuk algınlığı gibi) başa çıkmalarına yardımcı olacak bir fayda olarak görmeye başladığını açıkladı. Böylelikle, kapsam gittikçe artıyor.