Forbes, çalışanların sessizce yönetilmek istediğini yazdı. Slingshot tarafından yapılan bir araştırma sessiz istifa ile başa çıkmak için yapılan fazla toplantıların üretkenliği düşürdüğünü söylüyor.
Toplantılar
Maalesef birçok kurumda toplantıların verimli ele alınmadığını biliyoruz. Bazı kurumlarda toplantı konusunda işin ucu iyice kaçıyor. Toplantı üstüne toplantı ekleniyor programlara. Bu toplantıların hepsi gerekli mi? Hepimiz cevabı biliyoruz aslında; hayır değil. Gereksiz toplantılar çalışanlarda zaman kaybına ve strese neden oluyor. Biliyoruz ki iş yeri stresi hata yapmayı artırıyor.
Yine biliyoruz ki Türkiye’de 4 gençten biri sessiz istifa sürecinde. Peki, toplantıların sessiz istifaya çare olmak için kullanılması anlamlı olur mu? Bu sorunun yanıtına yöneticilerin, sessiz istifa akımıyla başa çıkmak için daha fazla toplantı yaparak çalışanlarıyla daha fazla konuşmaya çalıştığını yazan gazeteoksijen.com’un 16.12.2023 tarihli haberi ile bakalım. Haber şöyle:
Çalışandan işverene not: sorun bende değil sende. Slingshot’ın yeni araştırmasına göre, şirketler 2023'te bir çalışanın kronik olarak işle bağını kopardığı ve gerekenlerin en azını yaptığı durumlarda sessiz istifa konusunu ele almak için acele ediyor.
"Çalışanlar Tahmin Etmek Zorunda Kalıyor"
Çalışanlar tam olarak çalışmadığında, bu durum bir şirketin bağlılığı ve üretkenliği üzerinde görünmez bir yük haline gelebilir. Slingshot'ın kurucusu ve Infragistics'in CEO'su Dean Guida'ya göre, yöneticiler bu sorunu sürekli kontroller ve uzun süren durum toplantılarıyla çözmeye çalıştılar, ancak bunların hiçbiri işe yaramadı ve liderlerin beklediği iş standardı ile çalışanların üretken olmak ve iyi performans göstermek için ihtiyaç duydukları şeyler arasındaki kopukluğu ortaya çıkardı. Guida, "Çalışanlar önceliklerinin ne olduğunu bilmediğinde, birçoğu neyin en önemli olduğunu tahmin edecek ya da sadece ne yapacaklarını seçeceklerdir. Bu genellikle liderlerin öncelik verilmesi gerektiğine inandıkları şeylerle uyuşmaz ve onları görevleri bitirmek veya son teslim tarihlerine yetişmek için çabalamak zorunda bırakır. Bu durum, ekipler arasında görünürlük eksikliğinden ve amaç ve hedeflerde uyum eksikliğinden kaynaklanıyor" diye konuştu.
Uzun Online Toplantılar Üretkenliğe Zarar Veriyor
Ayrıca uzaktan ve hibrit çalışmanın daha uzun toplantılara neden olduğunu da belirten Guida, "Ofisteki birçok hızlı görüşmenin yerini 30 dakikadan fazla süren toplantılar aldı. Liderler daha fazla toplantı yaparak çalışanların ne üzerinde çalıştıklarını ve performanslarını daha iyi ölçebileceklerini düşünseler de aslında bu durum çalışanların üretkenliğine zarar veriyor. Çalışanların neredeyse yarısının mikro yönetim altında hissetmesine neden olduğundan bahsetmiyorum bile" ifadelerini kullandı.
Yeni Yöneticiler Daha Fazla Toplantı Yapıyor
Sürekli kontrollere ve toplantılara rağmen, çalışanların neredeyse yarısı daha fazla toplantının verimlilik artışı sağlamadığını söylüyor. Kendilerini mikro yönetim altında hissediyorlar. Önceki araştırmalar, toplantıların yüzde 70'inin verimliliği düşürdüğünü ve çalışanların görevlerine odaklanmalarını ve tamamlamalarını engellediğini ve neredeyse yarısının katıldıkları toplantı sayısından bunaldığını gösteriyor. Buna ek olarak, yeni terfi eden yöneticiler deneyimli meslektaşlarına kıyasla neredeyse üçte bir oranında daha fazla toplantı düzenliyor. Gereksiz toplantılar büyük şirketler için yılda 100 milyon dolara kadar zarar verebiliyor.
Yöneticileriyle daha sık iletişim kurmalarına rağmen, çalışanların yüzde 34'ü hala işteki önceliklerini tahmin etmek zorunda kaldıklarını ve yüzde 64'ü son teslim tarihleri olmadığı için günde en az bir ila iki verimli saat kaybettiklerini söylüyor. Çalışanlar, 2024 yılında işverenlerden gerçekten istedikleri şeyin net öncelikler (yüzde 42) ve belirlenmiş son tarihler (yüzde 30) olduğunu söylüyor. Slingshot'ın raporu, öncelikler, son teslim tarihleri ve sorumlu oldukları iş miktarı da dahil olmak üzere, çalışanların üretkenliğinin ve performansının liderlerinden bekledikleri pek çok şeyden nasıl etkilendiğine ışık tutuyor.
Kuşak Farkı Tercihleri Etkiliyor
Rapora göre kuşakların ve cinsiyetlerin önceliklerini belirleme yaklaşımları farklılık gösteriyor. Y kuşağı, kendilerine herhangi bir öncelik verilmediğinde önceliklerinin ne olduğunu tahmin etmeye daha yatkın. Y kuşağı çalışanlarının (27-42 yaş) neredeyse yarısı (yüzde 49) neyin en önemli olduğunu tahmin ederken, Boomer kuşağı çalışanlarının (59+ yaş) yüzde 33'ü ve X + Y kuşağı çalışanlarının (43-58 yaş) yüzde 35'i ne yapacaklarını seçmeyi tercih ediyor. Z kuşağı çalışanlarının (18-26 yaş) çoğunluğu (yüzde 55) öncelikleri belirlemek için iş arkadaşlarıyla iletişim kuracaklarını söylüyor. Erkekler ve kadınların yaklaşımları da farklılık gösteriyor: Kadınların yüzde 43'ü iş arkadaşlarıyla iletişim kurarken, erkeklerin yüzde 45'i ne yapmak istediklerini seçeceklerini söylüyor.