MS hastaları işe alımda ön yargı ile karşılaşabiliyor.
Multiple Skleroz veya kısaltılmış adıyla MS olarak adlandırılan hastalık bir beyin ve omurilik hastalığı. Çok bilinen bir hastalık olmadığı için maalesef işe alım yapanlar tarafından ön yargı ile karşılanabiliyor.
MS Olduklarını Saklıyorlar
27 Mayıs 2019 tarihli Hürriyet İK gazetesinde Noyan Doğan konuyla ilgili hazırladığı yazıda, Türkiye’de 40 bin MS hastası olduğu tahmin edildiğini yazmış. On Dokuz Mayıs Üniversitesi Nöroloji Ana Bilim Dalı Başkanı Prof. Dr. Murat Terzi’nin görüşlerine yer verilen yazıda Terzi şunları söylüyor:
“Hastalarımızın bir kısmı işini kaybetme korkusuyla MS hastası olduğunu saklamak zorunda olduğunu hissediyor. İş ve sosyal yaşamlarında ciddi sıkıntılar yaşıyorlar. MS tanısı nedeniyle bazı hastalara iş imkanının sunulmadığı durumları görüyoruz. Halbuki MS hastaları uygun mesleklerde ve uygun ortamlarda çalışabilir, iş yaşamlarına devam edebilirler. Önemli olan nerede ve hangi koşullar altında çalışacaklarıdır.”
Hayatın İçindeler
Bizim gerçeğimiz ve asıl gerçekler birbirinden farklı olabiliyor. “Yapamaz” “Olamaz” “Nasıl olacak” kaygıları taşıdığınız MS hastası adayların belki de sizin zihninizde yarattığınız bu sorunlarla uzaktan yakından bir alakası yok.
Ben MS hastalığını geçmiş dönemde hayatımda olan iki arkadaşımla tanıdım. Bir tanesi eğitim danışmanı, diğeri piyano öğretmeniydi. Her ikisi de söylemese böyle bir rahatsızlıkları olduğunu asla bilemezdim. Çünkü her ikisinde de dışarıdan fiziksel olarak gözlemlenebilen hiçbir belirti yoktu. İkisi de fiziksel olarak oradan oraya koşturan, farklı ortam ve kişilerle çalışabilme ve iletişim kurma becerileri yüksek kişilerdi. Danışman arkadaşım iş hayatındaki çalışanlarla, piyano öğretmeni olan arkadaşım çocuklarla iş yapıyordu.
Elbette her MS hastası aynı durumda değildir. Muhtemelen hastalık kişiden kişiye farklı seyrediyordur. Başvurduğu pozisyonun gerekliliklerini yerine getirmeye engel bir durumu olmadığı taktirde neden bu kişiler işe alınmasın? Ayrıca işe alımcı arkadaşlarım rahat olsun, hastalık bulaşıcı değil.
İşe alımda önemli olan adayın işi yapabilecek yetkinliklere, eğitim düzeyine, tecrübeye vb. özelliklere sahip olup olmadığını ortaya çıkarmaktır. Adayda kusursuzluk aranmaz. İşe alımda kusurmatik olan tüm görüşmecilere duyurulur.
Elbette en iyi işe alım yöntemi firmaya, duruma, koşullara, lokasyona göre değişiklik gösterir. Ancak ön yargılardan arınmış, çalışan çeşitliliğine önem veren İK uygulamalarının her daim önerildiğini de unutmamak gerekir.