Üretken yapay zeka dönüşümü iş süreçlerini verimlilik, inovasyon ve maliyet açısından yeniden şekillendiriyor.
Yapay Zekanın Etkileri
Yapay zekanın yetenek kazanımına etkileri artık yalnızca teknolojik bir gelişim değil, işe alımda bir dönüşüm haline geldi. Yapay zekanın istihdam üzerindeki etkileri için pek çok haber okuyoruz. Konuyla ilgili Bloomberg ‘Yapay zeka kaynaklı işten çıkarmalar saklanıyor’ iddiasında bulunmuştu. Aynı konuda IMF ‘Yapay zeka küresel istihdamın yüzde 40’ını etkileyecek' yorumu yapmıştı.
11 Kasım 2024 tarihli capital.com.tr sitesi CBOT CEO'su Mete Aktaş’ın konuyla ilgili görüşlerine yer verdi. Habere özetle bakalım:
'Dijital Kişilik Teknolojik Yenilik Değil, Sosyolojik Bir Devrim'
Üretken yapay zeka kavramını sadece bir teknolojik yenilik değil, iş yapış şeklimizi kökten değiştirecek sosyolojik bir devrim olarak nitelendiren Aktaş'ın açıklamalarına göre, 2027 yılına gelindiğinde şirketlerdeki iş süreçlerinin yüzde 30'u Dijital Kişilik olarak adlandırılan üretken yapay zeka tabanlı dijital çalışanlar tarafından yönetilecek. Bu dönüşümün şirketlere verimlilikte muazzam bir artış, maliyetlerde düşüş ve inovasyon hızında yükseliş sağlaması bekleniyor.
Yapay zeka teknolojisinin evriminde gelinen son nokta olan Dijital Kişilikler, basit soruları cevaplayan chatbotların sanal asistanlara dönüşümü sonrasında bugünkü gelişmiş formları ile gelişim sürecinin son halkasını temsil ediyor. Dijital Kişilik öncüllerinden farklı olarak karmaşık büyük veri analizi yapabilen, gelişmiş algoritmalar kullanabilen ve doğal iletişim kurabilen sistemler olarak finans sektöründe risk analizi ve portföy yönetiminden, üretimde tedarik zinciri optimizasyonuna kadar pek çok alanda devrim niteliğinde gelişmeler sağlıyor.
CBOT CEO'su Mete Aktaş, "Dijital Kişilikler sadece soruları yanıtlamakla kalmıyor, aynı zamanda davranışları analiz ediyor, gelecekteki ihtiyaçları tahmin ediyor. Bu gelişim, iş süreçlerini daha verimli hale getirirken, insan çalışanların da daha stratejik rollere odaklanmasına olanak tanıyor. İnanıyorum ki, yakın gelecekte Dijital Kişilikler, şirketlerde stratejik kararların alınmasında söz sahibi olacaklar. Ama şunu unutmayalım: teknoloji ne kadar ilerlerse ilerlesin, insan dokunuşu her zaman önemini koruyacak' dedi.
Üretken yapay zeka teknolojisinin şirketlere entegrasyonunda stratejik ve dikkatli bir yaklaşımın gerekli olduğunu belirten Mete Aktaş, "Üretken yapay zeka, CEO'lar tarafından bir 'sihirli değnek' olarak görülmemeli. Bu heyecanla birçok şirket teknolojiyi hemen kullanmaya çalışıyor, ancak asıl önemli olan, bu yenilikleri şirketin kendi yapısına uygun şekilde entegre etmektir.
Karar Alma Süreçleri Kökten Değişecek
GenAI'ın ilk etaptaki yatırım maliyetlerini hesaplarken, orta ve uzun vadede sağlayacağı operasyonel verimlilik ve maliyet avantajlarının ötesinde, inovasyon hızını artırması ve yeni gelir akışları yaratmasının göz ardı edilmemesi gerektiğini vurgulayan Aktaş, "GenAI'ı sadece bir maliyet tasarrufu aracı olarak görmemek gerekiyor. Asıl dönüşüm, çalışanların düşünce ve yaratıcılığa daha fazla zaman ayırabilmesi ile ortaya çıkıyor. Ben kendi kişisel iş süreçlerimde GenAI kullanımıyla yüzde 40'lara varan bir zaman tasarrufu sağladım” dedi.
Üretken yapay zekanın önümüzdeki yıllarda yaratacağı büyük değişimle karar alma süreçleri de kökten değişecek. GenAI, karmaşık veri analizi ve tahminleme yetenekleriyle, yöneticilere benzersiz bir öngörü sağlayacak. Bu da stratejik kararların çok daha hızlı ve doğru alınmasını mümkün kılacak.
Başarıya Ulaşmak İçin Şirketlerin Dikkat Etmesi Gereken Dört Kritik Nokta
Sürecin sadece teknolojik değil, aynı zamanda kültürel bir dönüşüm olarak ele alınması gerektiğini vurgulayan Aktaş, konuyla ilgili şunları söylüyor: "GenAI dönüşümünde başarı için dört temel unsur öne çıkıyor.
- Bu süreci kültürel bir dönüşüm olarak görmeli ve çalışanların adaptasyonuna odaklanmalıyız.
- Etik kurallar ve şeffaflık konusunda, özellikle müşteri verilerinin kullanımında net politikalar oluşturulmalı.
- GenAI'ın hızlı evrimini göz önünde bulundurarak sürekli öğrenme ve adaptasyona açık olmalıyız.
- İnsan-makine işbirliğine odaklanmalı, AI'ın insan yeteneklerini nasıl tamamlayacağı ve güçlendireceği üzerine yoğunlaşmalıyız.
Bu dört noktaya dikkat eden liderler, GenAI dönüşümünü çok daha başarılı bir şekilde yönetebilecekler."
Aktaş, "GenAI'ın şirketlerin geleceği olduğu artık tartışmasız. Asıl soru bu geleceğin ne zaman geleceği değil, kimin onu şekillendireceğidir. CEO'lar olarak ana misyonumuz, şirketlerimizi bu geleceğe hazırlamak ve bu devrimci değişimin öncüleri olmalarını sağlamak' diyor.