Çalışanı uzun saatler iş yerinde tutmak yerine, işte bulunduğu süredeki verimine odaklanılsa nasıl olur? Belirli sürelerde işin başında bulunulması esası yerine, performansa odaklanılsa nasıl olur?
Suistimal mi Eder, Kıymet mi Bilir?
Çalışan bu durumu nasıl değerlendirir; suistimal mi eder, kıymetini mi bilir?
Ben kıymetini bileceği düşüncesindeyim. Çünkü bu vesile ile çalışana “sen değerlisin, seni önemsiyorum ve sana güveniyorum” mesajı verilir. Bu konuda çok da çarpıcı bir örnek verebilirim. Japonya gibi çalışma saatlerinin dünya genelinden bir hayli uzun olduğu bir ülkede Microsoft’tan dört gün çalışma hamlesi geldi. Yani Microsoft Japonya’da haftalık çalışılan gün sayısını dörde indirdi.
Amaçsız koşu haline gelmiş bir çalışma temposundansa, çalışanların daha kısa sürede ama daha verimli çalıştığı bir tempo fark yaratmaz mı sizce de? En basitinden “Cumartesi yarım gün çalışmak gerçekten gerekli mi” konusu masaya yatırılabilse.
Tabii hemen eklemek gerekir; üç kişinin yapacağı işin başına bir kişinin konulduğu durumlar için işlemez.
Finlandiya Sistemi
Eğitim sistemiyle de ülkemizde çokça bahsi geçen Finlandiya, bu kez mesai saatlerinin kısaltılması haberiyle karşımıza çıkıyor. Finlandiya başbakanın görüşünü 7 Ocak 2020 tarihli Hürriyet gazetesi haber yapmış. Haftalık mesai saatlerinin kısalmasıyla ilgili haber şöyle diyor:
Finlandiya’nın yeni başbakanı Sanna Marin, ilk icraat olarak haftada 4 gün 6 saatlik mesailerden oluşan bir çalışma sistemine geçmek istediklerini duyurdu. Marin: “İnsanların ailelerine, sevdiklerine, hobilerine ve kültür gibi yaşamını diğer yönlerine daha fazla vakit ayırmayı hak ettiklerine inanıyorum.”
Bu haber çıktıktan bir yıl sonra yapılan çalışmalarla basından ‘haftada dört gün çalışma denendi ve başarılı oldu’ haberlerini okuduk.
Ne dersiniz? Bizim ülkemiz için de bir umut olur mu?