İş yerini mutlu ve üretken yapmak için ofiste gülmek ve konuşmak gerekiyor.
Herkes Önündeki İşe Baksın
Bugün hala bazı kişiler iş yerinde konuşmayı, çay kahve içmeyi, biraz gülmeyi gülümsemeyi işten uzaklaşmak, çalışmamak, işi askıya almak olarak algılıyor.
- Burası bir iş yeri, ciddiyet lütfen, olura olmaza gülüp durmayın.
- Hanımlar, beyler sohbetinizi başka zaman yaparsınız, işinize bakın haydi.
- Ohooo siz burayı kafeye çevirdiniz; çaylar, kahveler, muhabbet..
- Unutmayın ki ofis ortamındayız arkadaşlar.
- Herkes konuşmayı, gülmeyi azaltıp önündeki işine konsantre olsun lütfen.
Bu işgüzar cümleler ne yazık ki zaman zaman yöneticilerin ağzından dökülüveriyor. Yani çalışan pek öyle gülmeyecek, konuşmayacak, sağla solla ilgilenmeden, önündeki işine bakacak. Bu yaklaşımda olan yöneticileri hesaba katınca, insan düşünmeden edemiyor “müdürsüz yönetim mümkün mü acaba” diye.
İnsanın bir robot veya makine gibi iki kelam etmeden, sürekli önündeki işle ilgilenmesi ne derece mümkün olur ki? Hele de baskı ortamında yaratıcı düşünebilmek gerekiyorsa.
Ofiste Gülmek ve Konuşmak
People Management dergisinde yer alan 27 Kasım 2017 tarihli Katie Jacobs’un yazdığı yazıda, Twitter EMEA başkanı Bruce Daisley’in görüşlerine yer verilmiş. Daisley diyor ki; “Teknolojinin ilerlemesi üretkenliğe ve yaratıcılığa zarar veriyor.” Ayrıca iş yerini mutlu ve üretken yapmak için bazı ipuçları da paylaşmış. Bunlardan bir tanesi de ‘gülmek ve ofiste konuşmak’.
Daisley insanların birbirleriyle özgürce konuştukları ofislerde daha yaratıcı olduklarını ve daha iyi fikirler ürettiklerini belirtiyor. İnsanların, karşılıklı olarak ne kadar çok konuşursa o kadar yaratıcı olduklarını da söylüyor.
İyi bir uygulama olarak aktarmak istediğim vur patlasın çal oynasın tadında bir iş ortamı değil elbet; insanın çalışırken de insan olduğunun unutulmaması. Çünkü çalışanı gerçekten kaynak olarak görmek, onun insan olduğunu da unutmamayı gerektirir.
Ofiste gülmeyi konuşmayı mümkün mertebe engellemeye çalışan tüm yöneticilere duyurulur.