Gerek mobbing gerek aşırı iş yükü sebebiyle anti depresan ilaçlara başlayanların, psikologlara koşanların sayısı hiç de az değil.
Baskıcı Ortam
Sevimsiz çalışma ortamının, insanı nasıl baskı altına aldığı, nasıl bunalıma sürüklediği ile ilgili birçok hikaye duymuşuzdur. Yengeç sepeti sendromu ile motivasyon kıranlar, çalışanların gelişimini baltalayan yöneticiler ve daha pek çok faktör bu duruma tuz biber ekiyor.
Stresten, aşırı iş yükünden, zona ve benzeri hastalıklara yakalananların, anti depresan ilaçlara başlayanların, psikologlara, koçlara koşanların, son dönemlerin moda tabiriyle tükenmişlik hissedenlerin sayısı hiç de az değil. Sonra neden mutsuz çalışıyoruz diye sorguluyoruz. Bunları yaşayıp mutlu çalışmak mümkün mü?
Elde somut veri olunca iş kulaktan duyma hikaye olmaktan çıkıp ayan beyan gerçekliğe dökülüyor. Buyurun size bu konuda yapılmış bir çalışmanın sonuçları.
Çarpıcı Oranlar
İngiltere’de yapılan bir çalışmaya göre;
- Çalışanların % 20’si üzerlerinde çok baskı hissettikleri için izin aldıklarını,
- Çalışanların bir kısmı on beş günde bir işleri yüzünden en az bir kere ağladığını,
- Çalışanların % 34’ü (maaş yetersizliği, gelişim fırsatlarının az olması vb. sebeplerden dolayı) işlerini sevmediğini,
- Çalışanların % 35’i düzenli olarak işlerini değiştirmeyi düşündüğünü,
- Yine % 35 civarı bir grup, iş sebepleri dolayısıyla aile toplantılarını ve kişisel olarak verdikleri sözleri kaçırdıklarını belirtmiş.
İş verimliliği üzerinde çalışanların kesinlikle gözden kaçırmaması gereken bir konu. İşinde bu denli mutsuz olan çalışanların motivasyonla, verimli iş sonuçları üretmesi daha zor değil mi?