Her şey benim istediğim gibi, benden yana, benim beğendiğim gibi olacak!
Ben Bilirim
Her şey benim istediğim gibi, benden yana, benim beğendiğim gibi olacak!
Çünkü Ben zaten her şeyi bilirim ki..
Misal; eve bir eşya mı lazım, ben gider beğenir alır gelirim. Çok gerekirse kendi etrafımdaki bir iki kişinin fikrini alırım. Ama evvela benim beğenmem önemli. Benim istediğim eşya istediğim yere konur, benim aldığımı herkes beğenir, neyin nerede nasıl durması gerektiğine ben karar veririm, kullansam da kullanmasam da hangi kavanozun içine ne konacağına bile ben karar veririm.
Benim aldığım eşyalardan birine es kaza zarar gelsin veya zarar gelme ihtimali olsun. Maazallah düşünemiyorum. Çünkü onu Ben aldım, Ben. Kim yaptıysa bedelini ödemeli. E insanların kırılan gönüllerinin, Ben’im aldığım eşyadan daha kıymetli olacak hali yok ya..
Misal; sosyal hayatta kimle görüşüleceğine Ben karar veririm. Kimle geliş gidiş yapılacak, kimle yapılmayacak Ben bilirim. Haliyle en iyi eş dost, en iyi ahbap Bende. Eğlenilecekse, gezilip tozulacaksa şayet; Ben eğlenir, gezer tozarım o kafi gelir. Hobiyse, hobinin kralı Bende.
Ben Yapıyorsam Şayet..
Misal; iş yerinde de oldukça hakkaniyetliyim. Evet sonunda yine kendi fikrimi uygulasam da herkesin fikrini almaya çalışırım. Herkes fikrini söyler, ama son noktayı Ben koyarım. Benim aldığım kararlar zaten tartışmaya açık değildir.
Ben yapamamışsam, sen zaten yapamazsın. Denemen anlamsız olduğu için buna izin vermem.
Ben iş yerinde çalışırken diğer insanlara “Burası bir iş yeri, ciddiyet lütfen” diye ayar çekebilirim. Ama bir başkası bana asla böyle bir yaklaşımda bulunamaz.
Ben soru sorduğum an cevap verilecek.
Ben aradığım an telefon açılacak.
Benim sorduğum soruya “Bilmiyorum” denmeyecek.
Düşünülecekse Ben düşünürüm.
Karar verilecekse Ben karar veririm.
Konuşulacaksa da Ben konuşurum.
Lafımın üstüne laf konması olacak iş mi?
Konuşurken sözümün kesilmesinden hiç hoşlanmam. Ben söz kesiyorsam, önemli bir mevzu vardır illaki.
Ben iş görüşmesi yapıp yorulmuşsam, adayın yüzüne “Sabahtan beri görüşmem var, yorgunum” diyebilirim, çünkü yorulmuşumdur. Ama bir başka görüşmecinin adaya böyle bir şey demesi yakışık alır mı kuzum?
Ayrıca ömür bu kadar kısayken, hiç anlamam insanların durduk yere surat asmalarını, birbirlerine küsmelerini. Şayet Ben surat asıyorsam vardır bir hikmeti, kızgınsam vardır bir sebebi, küsmüşsem vardır bir nedeni.
Hele ki şiddet; şu hayatta en nefret ettiğim şey, esefle kınıyorum. Amma velakin ben şiddette bulunuyorsam mutlak gerekmiştir.
Aynı evde, aynı iş yerinde aynı ülkede birlikte yaşamak mı dediniz? Elbette, ama en adil olanından en BEN’im istediğim gibi..