Yapılan bir araştırma çalışanların yüzde 85’inin “sinir bozucu” meslektaşlarıyla başa çıkmak zorunda olduğunu ortaya çıkardı.
İş Ortamı
Maalesef hayal edildiği üzere iş ortamı her zaman profesyonel davranan insanlardan oluşmuyor. Yetişkin görünümlü ergen yöneticiler çalışanı canından bezdirebiliyor. Hatta bu konuda Forbes istifaya gerek kalmadan toksik patronla baş edebilmek için beş yöntem paylaşmıştı. Çalışanlar bazen yöneticileri bazen de iş arkadaşları tarafından yılgınlığa uğratılabiliyor. Görünen o ki mobbing ve ofiste baskı ortamı pek de nadir değil.
Oysa iş yerinde psikolojik güvenlik ve saygı kültürü yaratabilmek ne kıymetli. Bu konuyla ilgili yapılan bir araştırma çalışanların bir hayli mağdur olduğunu gösteriyor. marketingturkiye.com.tr sitesinin Kickresume’un araştırmasını alıntılayarak paylaştığı Temmuz 2024 tarihli haberine bakalım.
Sinir Bozucu Meslektaş
Pek çok çalışan kariyerinin bir döneminde sinirlerini bozan bir iş arkadaşıyla karşılaşmıştır. Yüksek sesle konuşanlar, dedikodu yapanlar. Yeni yapılan bir araştırmaya göre, bu iş arkadaşları iş yeri verimliliği ve çalışanların moralinde ciddi bir düşüşe yol açabiliyor. Kickresume, günlük ofis sıkıntılarına dikkat çekmek amacıyla, 2 bin 894 çalışanla bir anket gerçekleştirdi. Anket, en sinir bozan iş arkadaşı davranışları ve insanların iş yerinde yaşadığı bu tür zorluklarla nasıl başa çıktıklarını (veya başa çıkmayı arzu ettiklerini) irdeliyor.
Araştırmadan öne çıkan bulgular şöyle:
- Çalışanların yüzde 85’i sinir bozan bir iş arkadaşıyla karşılaşma deneyimine sahip.
- Çalışanların yüzde 62’si ofiste doğrudan sinir bozan davranışlarla karşı karşıya kalıyor.
- Anket katılımcılarının çoğu (yüzde33) en rahatsız edici ofis kişiliği olarak “başarı çalan” çalışma arkadaşlarını işaret ediyor.
- Katılımcıların yüzde 58’i, sinir bozucu iş arkadaşlarının verimliliği önemli ölçüde etkilediğini düşünüyor.
- Katılımcıların yüzde 32’si, sinir bozucu meslektaşlarıyla arasına mesafe koyarak durumu idare etmeyi tercih ediyor.
- Çalışanların yüzde 41’i, sinir bozucu iş arkadaşlarına ne düşündüklerini söyleyebilmeyi diliyor. Ancak kimileri de “işten çıkarılmaları” gibi daha uç çözümleri hayal ediyor.
- Çalışanların yüzde 53’ü, uzaktan çalışmanın sinir bozan davranışları azalttığına inanıyor.
Araştırmaya katılan çalışanların yüzde 85’i sinir bozucu iş arkadaşları sebebiyle hayal kırıklığı yaşadığını belirtti. Bu hem fiziksel ofislerde hem de sanal çalışma alanlarında rahatsız edici davranışların ne kadar yaygın olduğunu gösteriyor. Öte yandan, yüzde 15’lik bir kesim hala sinir bozucu bir ofis davranışıyla karşılaşmadığını bildiriyor.
Çalışma kapsamında katılımcılardan hangi davranışları rahatsız edici bulduklarını anlamak için 1’den 5’e kadar puan vermeleri de istendi. (1 en az, 5 en fazla rahatsız edici)
- Başarı hırsızları-yüzde 33
- Mikromanager-yüzde 32
- Sürekli şikayet eden-yüzde 30
- Kişisel alanı ihlal eden-yüzde 30
- Öğle yemeği hırsızı-yüzde 27
Araştırmaya göre, çalışanlar tarafından sinir bozucu bulunan bu davranışlar içerisinde “daha az” sinir bozucu bulunan davranışlar da var. Bunlar ise; teknolojiyi bilmeyenler, işe geç gelenler ve “hastayım ama işe geliyorum” diyenler.
Çalışma, sinir bozan iş arkadaşlarıyla en çok ofiste karşılaşıldığını (yüzde 62) ortaya koyuyor. Katılımcıların yüzde 44’üne göre yazılı iletişim araçları ve e postalar da önemli rahatsızlık kaynakları arasında. Katılımcıların yüzde 37’sine göre sinir bozucu iş arkadaşları, telefon görüşmelerini daha rahatsız edici bir deneyim haline getirebiliyor.
Nasıl Başa Çıkıyorlar?
Katılımcıların yüzde 41’i, iş arkadaşlarına “sinir bozucu” davranışlarını doğrudan söylemek istiyor. Yüzde 19’u ise daha pasif bir yaklaşım sergileyerek iş arkadaşlarının rahatsız edici davranışlarını değiştirmesi için “dua etmeyi” tercih ediyor. Katılımcıların yüzde 11’i ise sorun çıkaran iş arkadaşlarının kovulduğunu görmeyi diliyor. Sosyal izolasyon da kimi katılımcıların tercihi olurken, yüzde 10’u rahatsız edici bulduğu iş arkadaşlarını dışlamayı tercih ediyor. Toplum önünde küçük düşürmeyi tercih edenler yüzde 6, şiddete başvurmayı düşünenler ise yüzde 5 ile araştırmaya yansıyor. Katılımcıların yalnızca yüzde 2’si sorunu yöneticisine ya da insan kaynaklarına bildirmeyi düşünüyor.