Maddi yetersizliğin çalışmaya mecbur kıldığı, bir kısmının belki de çok istediği okul hayatını bırakmak zorunda kaldığı, tatili ancak rüyasında görebildiği, ülkemin çalışmaya mecbur bırakılan çocukları.
23 Nisan 2020 tarihli Hürriyet gazetesinde Kanat Atkaya çocuk işçilerle ilgili yazdığı yazıda bakın neler diyor:
Çocuk İşçi Sayısı
Türkiye İstatistik Kurumu (TÜİK), “2019 Çocuk İşgücü Araştırması”nı yaklaşık bir ay önce kamuoyuyla paylaştı. Bu araştırmaya göre Türkiye genelinde kayıtlara geçmiş 5-17 yaş grubundaki çocuk işçilerin sayısı 720 bin civarında. Başka araştırmalar, “resmi olmayan raporlar”, bu sayının 2 milyona merdiven dayadığını işaret ediyor.
2019’da 12 Haziran Dünya Çocuk İşçiliğiyle Mücadele Günü nedeniyle Cumhuriyet’te kapsamlı bir haber hazırlayan Şehriban Kıraç, Türkiye ve dünyada çocuk emeğinin nasıl sömürüldüğünü rakamlarla ortaya koyuyordu.
Tatil Ancak Hayal
Mesela Bahçeşehir Üniversitesi Ekonomi ve Toplumsal Araştırmalar Merkezi’nin (BETAM) araştırmasına göre ülkemizde her üç çocuktan biri, yani 7 milyondan fazla çocuk şiddetli maddi yoksunluk çeken hanelerde yaşıyor.
Tatil ancak yüzde 15’inin çıkabildiği ütopik bir hadise. Yüzde 51.3’ü “son 12 ay içerisinde ev kirasını, elektrik, su, gaz ve kredi kartı faturalarını planladığı gibi ödeyemeyen hanelerde” ikamet ediyor.
Bir çoğunun yoğun çalışma temposu altında yaptığı işin karşılığının bir hayli altında kazandığı da bilinen bir gerçek. Masumiyetin sömürülmesi hepimizin ayıbı.
Ev geçindirmek, eğitim masraflarını karşılamak gibi türlü sebeplerle çocuklukları çalınan yavrularımızın bu gidişattan kurtulabilmesi için elimizden geleni yapalım, onlar için fayda yaratalım.