Oxford’lu araştırmacıların bulgusuna göre cinsiyet eşitsizliği kadınların beyninde bazı bölgeleri inceltiyor.
Cinsiyet Ayrımcılığı
Cinsiyet ayrımcılığı ne yazık ki hayatın her alanında karşımıza çıkıyor. Hatta sanatta cinsiyet ayrımcılığı olduğunu da okumuştuk. Kadının maruz kaldığı ayrımcılık ve yok sayılma sonucu ortaya çıkan görünmez kadın sendromu birçok kadın için bariyer oluşturuyor. Hatta ayrımcılığın da ötesinde çalışma hayatında taciz ve şiddet vakalarını da üzülerek uluslararası araştırmadan öğrenmiştik.
Independent Türkçe’nin sitesi olan indyturk.com’da Çağla Üren’in derlediği 09.05.2023 tarihli haberden cinsiyet eşitsizliğinin kadın beynini nasıl olumsuz etkilediğini öğreniyoruz. Gelin birlikte bakalım habere.
Cinsiyet Eşitsizliği Üzerine Araştırma
Yaklaşık 8 bin kişinin MR görüntülerinin incelendiği araştırma, cinsiyet eşitsizliğinin kadınların beyin yapısını değiştirdiğini ortaya koydu.
Oxford Üniversitesi'nden bir araştırma ekibinin yürüttüğü çalışmaya göre, cinsiyet eşitsizliğinin yüksek olduğu ülkelerde kadın ve erkek beyinleri arasındaki farklılıklar açıkça tespit edilebiliyor. Buna göre ayrımcılığa uğrayan kadınların beynindeki 68 bölgeden üçünde incelme görülüyor.
Araştırma ekibi, 29 ülkede yürütülmüş 139 çalışmada çekilen MR görüntülerini inceledi. Özellikle 18-32 yaş arası erkek ve kadınların beyinleri arasındaki farklılıklara odaklanan araştırmacılar, elde ettikleri bulguları ülkelerdeki eşitsizlik indeksleriyle karşılaştırdı.
Hakemli bilimsel dergi PNAS'ta yayımlanan bulgular, bu ülkelerde yaşayan kadınların beynin üç bölgesindeki kortikal kalınlığın daha az olduğunu ortaya koydu. Kadınlarda incelme tespit edilen bu bölgeler; sağ kaudal anterior singulat girus, sağ orbitofrontal girus ve sol lateral oksipital korteks diye adlandırılıyor. Bu üç bölge, duygusal dayanıklılık durumundan ve özellikle depresyondan etkilendiği bilinen alanlar.
Cinsiyet eşitliğine dair daha başarılı görülen ülkelerde ise kadın ve erkeklerin beyinlerinin çok benzer göründüğü, hatta kadınların beyinlerindeki bazı bölgelerin boyutunun (istatiksel açıdan anlamlı olmasa da) daha büyük olduğu saptandı.
Bilim insanları, zor geçen çocukluk dönemlerinin beyindeki belirli bölgelerin gelişimini etkilediğini zaten biliyordu.
Yeni araştırmada göze çarpan üç bölge, daha önce zorlu çocukluk geçiren kişilerin yer aldığı çalışmalarda da dikkat çeken bölgelerdi.
Oxfordlu ekip, beyin bölgelerindeki incelmelerin özellikle gençken maruz kalınan yoksulluğun ve ayrımcılığın etkilerini gözler önüne seren bir belirti olduğunu vurguluyor.
Araştırmanın başyazarı Dr. Nicolas Crossley, "Analizimiz, beyin yapısındaki bazı farklılıklarının, birçok kadının yaşadığı olumsuz sosyal çevreyle ilişkili olduğunu düşündürüyor" ifadelerini kullanıyor.
Bu değişiklikler, özellikle duyguların kontrolünde rol oynayan ve aynı zamanda depresyon ve travma sonrası stres bozukluğu gibi stresle ilişkili durumlardan etkilenen beyin bölgelerindeydi.
