Sürekli fazla mesai yapılan işler bir kez daha gözden geçirilmeli. Zira haftada 55 saat ve üzeri çalışmak ömürden çalıyor.
Çalışma Düzeni
Zihnen ve bedenen atalet halinde olmak insanın kendisine yapacağı en büyük kötülük. İnsan çalışmalı; mental ve fiziki olarak hareket halinde olmalı. “İşleyen demir ışıldar” atasözümüz ne güzel özetlemiş durumu. Ancak bu işin de dozu var. Çalışmanın ötesine geçen ve aşırı yorgunluğa sebep olan yoğun temponun hastalıklardan başlayıp ölüme kadar giden sonuçları olabiliyor.
Kurumlar da bu konuda hassas davranmalı. Yönetimler ve yöneticiler çalışanın iş özel yaşam dengesine saygı göstermeli. Bu konuda çalışanlarına iş saatleri dışında ulaşılmazlık hakkı tanıyan ülkeler ve kurumlar olduğunu biliyoruz. Ne değerli bir yönetsel yaklaşım. Ayrıca biliyoruz ki iş saatleri dışında çalışmaya zorlanınca üretkenlik düşüyor.
Çalışanlarla yapılan bu araştırmalar dikkate alınmalı. Çalışma hiçbir zaman amaçsız koşu haline getirilmemeli.
9.12.2023 tarihli gazeteoksijen.com sitesi çok uzun saatler çalışmanın sonuçlarıyla ilgili çarpıcı bir habere yer vermiş. Birlikte bakalım:
Aşırı Yoğun Tempo Ölüme Yol Açıyor
Dünya Sağlık Örgütü ve Uluslararası Çalışma Örgütü tarafından Environment International’da yayınlanan son tahminlere göre, uzun çalışma saatleri inme ve iskemik kalp hastalığı nedeniyle 745 bin kişinin ölümüne yol açarak 2000 yılından bu yana yüzde 29’luk bir artışa neden oldu.
Uzun saatler çalışmanın yol açtığı yaşam ve sağlık kayıplarına ilişkin ilk küresel analizde DSÖ ve ILO, yılda 398 bin kişinin haftada en az 55 saat çalışmasının bir sonucu olarak inme ve 347 bin kişinin de kalp hastalığı nedeniyle öldüğünü tahmin etti. Araştırmanın kapsadığı 2000 ve 2016 yılları arasında, uzun saatler çalışmaya bağlı olarak kalp hastalığından ölenlerin sayısı %42, inmeden ölenlerin sayısı ise %19 arttı.
Uzun saatler çalışmanın işle ilgili toplam hastalık yükünün yaklaşık üçte birinden sorumlu olması nedeniyle bu durum artık en büyük mesleki hastalık yüküne sahip risk faktörü olarak kabul ediliyor. Fazla mesai, insan sağlığına yönelik nispeten yeni ve daha psikososyal bir mesleki risk faktörüne yönelik düşünceleri de değiştiriyor.
Çalışma, haftada 55 veya daha fazla saat çalışmanın, haftada 35-40 saat çalışmaya kıyasla tahmini olarak %35 daha yüksek inme riski ve %17 daha yüksek iskemik kalp hastalığından ölme riski ile ilişkili olduğu sonucuna vardı.
Her 10 Kişiden Biri
İLO’ya göre uzun saatler çalışan insanların sayısı giderek artıyor ve küresel olarak toplam nüfusun %9’unu oluşturuyor. Araştırma sonuçlarını yorumlayan DSÖ Genel Direktörü Dr. Tedros Adhanom Ghebreyesus, “Covid-19 salgını birçok insanın çalışma şeklini önemli ölçüde değiştirdi. Uzaktan çalışma birçok sektörde norm haline geldi ve genellikle ev ile iş arasındaki sınırları bulanıklaştırdı. Buna ek olarak, birçok işletme tasarruf etmek için operasyonlarını küçültmek veya kapatmak zorunda kaldı ve hala maaş bordrosunda olan insanlar daha uzun saatler çalışmak zorunda kalıyor. Hiçbir iş felç veya kalp hastalığı riskine değmez. Hükümetler, işverenler ve çalışanlar, çalışanların sağlığını koruyacak sınırlar üzerinde anlaşmak için birlikte çalışmalıdır” dedi.
Azami Sınır Getirilmeli
DSÖ’ye göre hükümetler, işverenler ve çalışanlar işçi sağlığını korumak için zorunlu fazla mesaiyi yasaklayan ve çalışma süresine azami sınır getiren kanun, yönetmelik ve politikaları yürürlüğe koyabilir ve uygulatabilir.