Kuş ve Yuvası

Mutluluk saplantısı ile peşinden koştuğumuz, gerçekleşsin diye varımızı yoğumuzu verdiğimiz hayallerimiz gerçek olduğunda biz hakikaten mutlu olacak mıyız?

Kuş

Bir zamanlar çok güzel bir kuş varmış. Bu, dünyanın en renkli ve en neşeli kuşuymuş. Kuş rengarenk ve kocaman kanatlarını açıp gökyüzünde süzülmeye başladığında tüm evren mest olur, hayran hayran onu izlermiş. Kuşun renkli kanatları havanın görünmez tenine latif dokunuşlar kondurarak gökyüzüyle ilahi bir dansa tutulurmuş. Kuş kanat çırptıkça renklerin neşesi tüm dünyaya yayılırmış. Kuş uçarmış, ağaçların dallarına konarmış ve keyifle yemişlerin tadına bakarmış. Gökyüzü kaydırağında kayarak süzülürmüş havanın ipek teninde. Rüzgar onun en sevdiği oyun arkadaşıymış. Mutlu, özgür, heyecanlı, canlı ve İKİ KANATLI bir kuşmuş bu.

Günlerden bir gün kuş kendine bir yuva yapmak istemiş. Yuvasını ormanın en yüksek ağacının, en yüksek dalına kondurmak istiyormuş. Hayal ettiği bu yuvayı yapmak için renkli kanatlarını birer birer yolmaya başlamış. Kuşun yuvası yavaş yavaş görünmeye başladıkça, neşesi de onu aynı yavaşlıkta terk etmiş. Sonunda yuva bitmiş ve kanatsız kuş renkli yuvasında yaşamaya başlamış. Dışarıdan bakılınca yuva muhteşem görünüyormuş. Öte yandan kuş artık ne uçabiliyor ne de kanatlarıyla gökyüzünün ipek tenine öpücükler kondurabiliyormuş. Kuş, renkli yuvasında oturup bir zamanlar gök yüzünde nasıl uçtuğunu hatırlıyor ve kederleniyormuş.

Not: Bu bir Afrika halk hikayesidir.
Kaynak: Shani, E. Golan, Y. (2005). Points of You-The Coaching Game.
(Yukarıdaki anlatım Nazlı Çevik Azazi’nin “Masal” adlı kitabından alınmıştır.)