Biz yeni yıldan bekleriz, yeni yıl bizden bekler. Biz “sağlık, huzur, mutluluk ver” deriz. O da tüm bunları bizden ister. İyi de, bu yeni yıl dileklerini kim gerçekleştirecek?
Yeni Yıl Ne İsterdi?
Sorabilseydik şayet yeni yıla “Bu yıl insanlardan ne bekliyorsun?” diye, şuna benzer şeyler söylerdi sanırım;
Sağlık bekliyorum: İnsanlar sigarayı bıraksın, spora başlasın, fazla kilolarını versinler, sağlıklarına uygun beslensinler.
Doğayı korumalarını bekliyorum: Çevreyi kirletmesinler, suyu dikkatli kullansınlar, geri dönüşüm bilinci artsın ve her şeyi çöpe atmaktan vaz geçsinler.
Bereket bekliyorum: İnsanlar çalışsın, çabalasın, üretsin. Boş beklentiyle yanlış umut tuzağı içine düşmesin hiç kimse. Kısa yoldan çok para kazanma hırsına kapılmadan, emeğin değerini bilsinler.
Barış bekliyorum: İnsanlar çıkar uğruna kavga çıkarmasın. Hiç kimse özellikle de çocuklar ölmesin.
Huzur istiyorum: İnsan önce kendisiyle, sonra çevresiyle barışsın. Çalışsın, çabalasın ama her şeyin istediği gibi olmayacağını bilsin. Yani teslimiyeti bilsin.
Bizim Beklentilerimiz
İşin tuhaf tarafı şu ki tüm bunları da insanlar yeni yıldan bekliyor. Yeni yıl dileklerine baktığımızda sağlık, bereket, huzur… Biz yeni yıldan bekleriz, yeni yıl bizden bekler. İyi de, bu yeni yıl dileklerini kim gerçekleştirecek o halde?
Kaç kişi gerçekten içinde eylem barındıran umut etmek kavramının hakkını veriyor? Kaç kişi umut ettiği, hayalini kurduğu, istediği bir şey için eylem planı yapıp harekete geçiyor? İlgi alanımıza bakıp “Ne yani ben şimdi corona salgınını nasıl bitirebilirim?” benzeri cümleler mi kuruyoruz? Yoksa etki alanımızda yapabileceklerimize odaklanıp kendimizi, yakın çevremizi ve belki de uzun vadede başkalarını olumlu yönde etkileyebileceğimizin bilincinde miyiz?
Eylemlerimiz, davranışlarımız, niyetimiz, söylediklerimiz bize geri dönüyor. Yaşamın yankısı bu şekilde ses veriyor. Farkında olabilmek ve tüm güzel yeni yıl beklentilerinin, fiiliyatla yaşam bulması dileğiyle.